Güvensiz olan Devlet mi-AKP mi?

"Devlete güvenim kalmadı." yada "Devlete güvenmiyorum" dediğiniz zaman,söylediğiniz kişi hafifçe geriye çekilip,dikkatle sizi inceliyor.
- Devlete güvensizlik olur mu?diye karşılık veriyor.Sizde boş durmuyor hemen karşılığını veriyorsunuz.

- İyi,güzelde devleti akp yönetiyor.

Şimdilerde bir güven sarmalıdır gidiyor.
Güvencemiz kimdir?
Devlet mi-Akp mi?

Eğer,devlete olan güven sendromunu Akp'den farklı düşünmemiz gerekiyorsa,Akp'nin siyasetleri için yaptığı yanlışların hesabını,devlet bizim adımıza sorgulayacak mı?
Akp'ye olan güvensizliği nasıl aşacağız.Yada kaderimize boyun eğip,susacak mıyız?
Herhalde susacağız.Zaten susmuş durumdayız.

Yakın zamanda iki farklı konu değişik alanlarda gündeme geldi ve sessiz sedasız icraatlar yapılmaya başlandı.

Birincisi,deprem korkusuyla alınan yasal önlemler sonucunda başlatılan "Yeniden yapılandırma" adı altında,belli bölgelere tanınan devlet koruması...
Karar açıklanıyor.
Bakıyoruz,yapılandırma bölgeleri içinde Bakırköy'ün adı geçmiyor.
%95'i 40 yaş ve üstü binalarla dolu olduğu söylenilen Bakırköy'ün adı yok.Belki %95 abartılıdır.Ama yüzlerce binanın yıkım kararı olduğu da bir gerçekliktir.Yıkım kararı olanlar içinde bir yaptırım yok.
Büyükşehir belediyesi ve devletin yönetimi Akp'de.Bakırköy belediyesi ise Chp'de.
Sorun anlaşılıyor."Benden olmayana ekmek yok." mantığı işletiliyor.
Soru şöyle: Allah korusun.Beklenen deprem yaşanırsa,siyaseten alınan kararlardan Akp ne kadar etkilenecek?
Bakırköy'de yaşayanların Akp ve dolayısıyla devlete olan güven bunalımı nasıl aşılacak?

İkincisi,MEB bünyesinde aniden alınan bir kararla,sınıf öğretmenliği kadrosunda ortaya çıkan fazlalığı eritmek için yapıldığı söylenen,branş değişiklikleridir.
Yapılan işlemde bir sakınca görmüyorum ama,acele yapılması rahatsızlık verdi.Diğer yandan,bu tür işler okullar açılmadan yapılmalı ki,eğitim ve öğretimde karmaşalar yaşanmasın.Yani,zamanı uygun değil.Planlamada olmayan işler.
Belki altından bir şey çıkmayacak ama...güvensizlik işte.