4 Haziran 2012 Pazartesi

Fal ve Panik Atak Sendromu

"Fala inanma falsız kalma."
Atasözü

Fala inananlardan mısınız?
Ben inanmam.
Bir arkadaşım var.O da inanmam diyordu ama,yaşadığı bir olay yıllarca yaşamını olumsuz etkilemişti.
Bana anlattığında,içine düştüğü ruh halini daha iyi anladım.



Eşi,inançlı bir insandı.O da fala - büyüye inanmıyordu.
Bir gün,bir arkadaşını ziyarete gittiğinde,sohbet sırasında evin kızının ikram ettiği kahveleri yudumlarlar.
Fincan boşaldıktan sonra,boş fincanı masa üzerine bırakan Sakine hanıma evin kızı,"İçinden bir dilek tut,sonra fincanı çalkala ve ters kapat.Sizin falınıza bakayım."önerisinde bulunur.
Sakine hanım,sakin bir dille;"Bırakın böyle boş işleri.Ben fala filan inanmam,falda baktırmam." diyerek,tepkisini gösterir.
Fakat arkadaşı,"Aman canım ne olacak,bizimkisi eğlence.Kız,atıp-tutuyor ama,bazıları da doğru çıkıyor.Haydi kapatalım da,biraz eğlence olsun."diyerek,Sakine hanımın fincanını eline uzatır.Sakine hanım;
"Eh,madem eğlence olsun." diyerek,fincanı kapatır.
Biraz sonra genç kız yerine geçerek,fincanı eline alır.Şöyleee bir göz attıktan sonra "Yol görünüyor,bir yerden güzel haber alacaksınız,çok kısmetlisiniz."gibi bilinen cümleleri sıraladıktan sonra,Yalnız(!),der ve kısa bir sessizliğin arkasından devam eder.
"Çok sağlıklısınız maşallah.Çok uzun ömür yaşayacaksınız.Ama,yalnız yaşayacaksınız.Eşiniz,sizden çok erken ayrılacak ve siz geri kalan ömrünüzü uzun yıllar yalnız ve sağlıklı şekilde yaşayacaksınız. vs.vs" diyekız  anlatmaya devam ederken,Sakine hanım,mosmor olmuş,nefes almakta bile zorlanır haldeyken,konuşmaların çoğunu duyamaz hale gelmişti.
Misafiri olduğu evin hanımı ve kızı,"Falın ne güzel çıktı.." gibi sözler sarfederken,Sakine hanımı bir sıkıntı kaplamıştı.Fazla duramadı ve izin isteyerek,oradan ayrıldı.
O,sohbeti de unutmaya karar verdi.

Aradan bir kaç ay geçmişti.
Yine,sohbetli bir arkadaş toplantısında,kahveler içildikten sonra konu,fal bakmaya takılınca,bu defa tepkini biraz sert şekilde ifade ederek,ortaya koydu.Onun sakinliğini bilen ahbapları,şaşkınlıkla birbirlerine bakarken Sakine hanım,arkadaş ziyaretinde yaşadığı fal öyküsünü anlattı.Eşi ve diğer arkadaşları,"Takma kafana,zaten bizde böyle şeylere inanmıyoruz.Eğlence olsun diye,önermiştik.Ama,haklısın.Eğlence bile olsa,bazı cümleleri söylemek gerekmiyor."diyerek,konuyu ve fal bakma faslını geçtiler ve başka konularda sohbetlerine devam ettiler.
Sabreddin bey evlerine döndüklerinde eşine,"Sakine hanım,yahu ben fala filan inanmam ama,kızın söyledikleri gerçekten çok can sıkıcı ve ben çok etkilendim.Şimdi ben yaşama erken veda ettiğimde,sen yalnız başına uzun yıllar nasıl yaşayacaksın?"diye takılır.
Takılı takılmasına da bir kaç yıl bu takıntıyla devam eder.Her an ölebileceği düşüncesi aklından çıkmamaktadır.Geceleri,uyku uyuyamaz hale gelir.
Bu olayı benimle paylaştığında,ne kadar zor bir yaşamı olduğunu hissetmiştim.
Ona,"Bir psikologla görüşmesinin yararlı olacağını söyledikten sonra,
"İnsan,kendi kendisinin en iyi doktorudur.İnanmadığın bir şey,hayatını alt-üst etmemeli.İnanmıyorsan,kafana da takmamalısın."
gibi öğütlerde bulunmaktan başka bir şey gelmiyordu,elimden.
Geçenlerde karşılaştık Sabreddinle.
Şimdi iyi.
Hisseden kıssa:Siz siz olun fala-büyüye kendinizi kaptırmayın.Eğlece amaçlı olsa bile.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder